Pazartesi, Ağustos 20, 2007

TANRIM BENİ YAVAŞLAT

Tanrım beni yavaşlat..

Aklımı sakinleştirerek kalbimi dinlendir.

Zamanın sonsuzluğunu göstererek bu teleşlı hızımı dengele.

Günün karmaşası içinde bana sonsuza kadar yaşayacak tepelerin sükunetini ver.

Sinirlerim ve kaslarımdaki gerginliği, belleğimde yaşayan akarsuların melodisiyle yıka, götür.

Uykunun o büyüleyici ve iyileştirici gücünü duymama yardımcı ol..

Anlık zevkleri yaşayabilme sanatını öğret;

Bir çiçeğe bakmak için yavaşlamayı, güzel bir köpek yada kediyi okşamak için durmayı, güzel bir kitaptan
Birkaç satır okumayı, balık avlayabilmeyi, hülyalara dalabilmeyi öğret.

Her gün bana kaplumbağa ve tavşanın masalını hatırlat. Hatırlat ki; yarışı her zaman hızlı koşanın bitirmediğini, yaşamda hızı artırmaktan çok daha önemli şeyler olduğunu bileyim..

Heybetli meşe ağacının dallarından yukarıya doğru bakmamı sağla.
Bakıp göreyim ki; onun böyle güçlü ve büyük olması yavaş ve iyi büyümesine bağlıdır.

Ben, yavaşlat Tanrım..

ve köklerimi yaşam toprğının kalıcı değerlerine göndermeme yardım et..
Yardım et ki; kaderimin yıldızlarına doğru daha olgun ve daha sağlıkı olarak yükseleyim.

ve hepsinden önemlisi Tanrım,

Bana değiştirebileceğim şeyleri değiştirmek için CESARET,
Değiştiremeyeceğim şeyleri kabul etmek için SABIR,
İkisi arasındaki farkı anlayabilmem için Akıl ver...

Pazartesi, Ağustos 13, 2007

senden başka!

yediğim bir lokma
giydiğim bir hırka
kimim var ki senden başka....

Çarşamba, Ağustos 01, 2007

kaderimin adı

çektiğim çileyse
kader sensizliğimdir
sessizliğim susuzluğumu giderir,
acıyışın belki.
elini tutamayışım
yanında olupda şöyle sarılamayışımın nedeni...
acımın adı kader...
iç çekişim..
örneği yok belki yazdıklarımın.
anlattıkları çok...
bir seni anlatmayışı çok yazık..
kaderimin adı acı..
belki yalnız bakışım hayata..